Basit bir internet sitesi bile en az 6 haneli ve özel karakterlerden oluşan bir şifre kullanmayı koşul koşar lakin bankalar bu türlü karmaşık şifrelere gerek duymaz.
Üstelik banka hesabımız bir internet sitesi hesabımızdan çok daha kıymetli olmasına karşın. Buna ek olarak, internet bankacılığı için karmaşık şifreler istenir fakat kart şifresinde bu durum geçerli değildir. Bakalım bu durumun sebebi neymiş:
Güvenlik teknikleri şu üç şey etrafında döner:
- Olduğumuz bir şey: Retina taraması, parmak izi, lisan izi testleri bu güvenlik biçimine dahildir.
- Bildiğimiz bir şey: Hesaplarımızın şifresi ise “bildiğimiz bir şey” kapsamına girer.
- Sahip olduğumuz bir şey: Banka kartı ise “sahip olduğumuz bir şey”dir.
ATM kartımız ve PIN’imiz yanımızdayken bu üç güvenlik türünden ikisini sağlamış oluruz. Yani aslında şifremiz tek başına bir güvenlik tedbiri değildir, öbür güvenlik tekniklerinden en az biriyle desteklenmesi gerekir.
Her vakit her yerde rahatlıkla hatırlanması gereken bir şifre olduğu için 6-7 haneli karmaşık şifreler bankalar tarafından tercih edilmez. 7 haneli bir şifreyi tuşlama esnasında kusur yapma mümkünlüğü da artacağı için kartlar kolaylıkla bloke olabilir. Bu da bankalara ekstradan masraf çıkarır.
Ayrıca müşteri memnuniyeti azalır. Kartla ödeme yaparken yahut ATM’de para çekerken süreçler daha da uzayacağı için vakit kaybı da yaşanır. Hatta sık yaşanacak şifre problemleri nedeniyle banka kartıyla yapılan harcamalar dahi azalacaktır.
Tek tek bütün ihtimalleri deneyerek şifre kırmaya “kaba zorlama” denir. Pekala 4 haneli ATM şifreleri buna karşı ne kadar inançlı?
Kötü niyetli birinin bu prosedürle 0000, 0001, 0002 diye sırayla bütün olasılıkları kullanarak hakikat şifreyi bulma ihtimali sırf %0,03’tür zira 10000 mümkün permütasyon vardır ve arka arda üç kere yanlış girildiğinde -en azından o gün için- kart bloke olur. Ayrıyeten güvenlik kameraları da ekstradan işi sağlama alır.
Aslında ATM’yi icat eden adam, birinci başta 6 haneli bir PIN kullanılmasını istemişti.
İngiliz mucit John Shepherd-Barron’a bu fikir duş aldığı esnada gelmiş. Çikolata makinelerinden esinlenmiş ve böylelikle birinci otomatik para çekme ünitesi, 27 Haziran 1967 yılında Londra’da açılmış.
Mucidin bu fikre kapılmasının temel nedeninin ise yalnızca 1 dakika geciktiği için bankadan para çekememesi ve dünyanın her yerinden, her saatte para çekebilme özgürlüğüne kavuşmak istemesi olmuş.
Şifrelerin hane sayısının 4’e düşmesinin nedeni, Barron’ın eşinin 6 haneyi çok uzun bulması ve şifresini hatırlayamaması olmuş. Şifrenin uzun olmasından yakınan eşi, böylelikle milyarlarca insanı etkileyen bir karara tesir etmiş.
Kaynaklar: Science ABC, Wikipedia